Karşılıklı diplomatik uyumun belirleyici bir gösterisi olarak, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, yüksek düzeyde bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, İsrail'in İran topraklarına yönelik son saldırılarını Birleşmiş Milletler Şartı'nın açık ihlalleri olarak ortaklaşa kınadılar. İki lider, Orta Doğu'daki artan krizin çözümünde askeri güç kullanımına karşı güçlü bir muhalefet ifade ederek, diyalog ve diplomasi yoluyla siyasi çözümler bulma konusundaki ortak bağlılıklarını pekiştirdiler.
Askeri Tırmanışa Karşı Tek Ses
Kremlin, üst düzey yardımcısı Yuri Ushakov aracılığıyla, görüşmenin hem Moskova hem de Pekin'den ortaya çıkan bölgesel çatışmaya ilişkin "aynı yaklaşımları" yansıttığını açıkladı. Ushakov gazetecilere verdiği demeçte, "Rusya ve Çin, Orta Doğu'daki durumun siyasi bir çözüm gerektirdiği konusunda tam bir fikir birliği içindeler" dedi. Her iki ülkenin de askeri müdahaleleri uzun vadede, özellikle de on yıllardır süren çatışmalarla zaten istikrarsızlaşmış bir bölgede etkisiz ve tehlikeli olarak gördüğünü vurguladı.
İsrail'in İran'daki eylemlerinin kınanması, İsrail'in askeri davranışı ve bunun daha geniş bölgesel güvenlik üzerindeki etkisi etrafında devam eden küresel söyleme yeni bir katman ekliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı müttefikler, İsrail'in meşru müdafaa iddiaları konusunda farklı düzeylerde destek veya tarafsızlık sürdürürken, Moskova ve Pekin kendilerini açıkça itidal ve diplomasi savunucuları olarak konumlandırıyorlar.
Rusya Aracılık Teklif Ediyor, Çin Çabaları Koordine Edecek
Başkan Putin, Rusya'nın ilgili taraflar tarafından talep edilmesi durumunda aracılık yapmaya hazır olduğunu yineleyerek, Moskova'nın bölgedeki önemli aktörlerle, özellikle Tahran ve Şam ile tarihsel bağlarını vurguladı. Her iki lider, önümüzdeki günlerde koordinasyonu artırmak, istihbarat paylaşmak ve diplomatik çabaları uyumlu hale getirmek için kendi dışişleri bakanlıklarını talimatlandırmaya karar verdiler.
Çin, kendi açısından, Orta Doğu diplomasisinde giderek daha aktif hale geldi ve 2023 yılında tarihi bir Suudi-İran uzlaşması aracılık etti. Xi’nin Putin’e yönelik son girişimi, bölgesel istikrarı korumaya yönelik derinleşen bir ilgiyi işaret ediyor, özellikle de Çin’in Orta Doğu'daki enerji ve altyapı projeleri barış ve öngörülebilirliğe bağlı.
G7 Zirvesi ve Ukrayna Çatışması da Görüşüldü
Putin-Xi görüşmesinin Orta Doğu'nun ötesine geçtiği bildirildi. Ushakov'a göre, iki lider son G7 zirvesini değerlendirerek, Batılı ülkeler arasındaki iç anlaşmazlıkların toplantının başarısını zayıflattığını öne sürdü. Her ikisi de zirveyi, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy için siyasi bir gerileme olarak gördü; Zelenskyy, ülkesinin Rusya ile olan savaşında birleşik uluslararası desteği sürdürmekte zorlanıyor.
Kısa olmasına rağmen, bu konuşma bölümü Rusya ve Çin'in küresel meselelerde Batı etkisini dengelemek için daha geniş çabalarını yansıtmaktadır, özellikle BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi forumlar aracılığıyla (SCO).
Eylül Toplantısı Çin'de Onaylandı
Sonuç olarak, iki devlet başkanı Rusya-Çin ikili ilişkilerinin durumunu gözden geçirdi ve 2 Eylül'de Çin'de kapsamlı görüşmeler yapma planlarını onayladı. Yaklaşan zirvenin, iki ülke arasındaki savunma, enerji ve küresel yönetişim alanlarındaki stratejik bağları daha da derinleştirmesi bekleniyor.
Uluslararası toplum dikkatle izlerken, Rusya ve Çin arasındaki büyüyen ortaklık—özellikle Orta Doğu gibi yüksek riskli bölgelerde—küresel güç dinamiklerinde önemli bir değişikliği işaret ediyor. Askeri tırmanmaya ve BM Şartı ihlallerine karşı koordine ettikleri duruş, net bir mesajı vurguluyor: tek kutuplu müdahale döneminin çok kutuplu diplomasiye geçiş yapmakta olabileceği.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Putin ve Xi, İsrail'in İran'daki Saldırılarını BM Şartı İhlalleri Olarak Kınadı
Karşılıklı diplomatik uyumun belirleyici bir gösterisi olarak, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, yüksek düzeyde bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, İsrail'in İran topraklarına yönelik son saldırılarını Birleşmiş Milletler Şartı'nın açık ihlalleri olarak ortaklaşa kınadılar. İki lider, Orta Doğu'daki artan krizin çözümünde askeri güç kullanımına karşı güçlü bir muhalefet ifade ederek, diyalog ve diplomasi yoluyla siyasi çözümler bulma konusundaki ortak bağlılıklarını pekiştirdiler.
Askeri Tırmanışa Karşı Tek Ses
Kremlin, üst düzey yardımcısı Yuri Ushakov aracılığıyla, görüşmenin hem Moskova hem de Pekin'den ortaya çıkan bölgesel çatışmaya ilişkin "aynı yaklaşımları" yansıttığını açıkladı. Ushakov gazetecilere verdiği demeçte, "Rusya ve Çin, Orta Doğu'daki durumun siyasi bir çözüm gerektirdiği konusunda tam bir fikir birliği içindeler" dedi. Her iki ülkenin de askeri müdahaleleri uzun vadede, özellikle de on yıllardır süren çatışmalarla zaten istikrarsızlaşmış bir bölgede etkisiz ve tehlikeli olarak gördüğünü vurguladı.
İsrail'in İran'daki eylemlerinin kınanması, İsrail'in askeri davranışı ve bunun daha geniş bölgesel güvenlik üzerindeki etkisi etrafında devam eden küresel söyleme yeni bir katman ekliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Batılı müttefikler, İsrail'in meşru müdafaa iddiaları konusunda farklı düzeylerde destek veya tarafsızlık sürdürürken, Moskova ve Pekin kendilerini açıkça itidal ve diplomasi savunucuları olarak konumlandırıyorlar.
Rusya Aracılık Teklif Ediyor, Çin Çabaları Koordine Edecek
Başkan Putin, Rusya'nın ilgili taraflar tarafından talep edilmesi durumunda aracılık yapmaya hazır olduğunu yineleyerek, Moskova'nın bölgedeki önemli aktörlerle, özellikle Tahran ve Şam ile tarihsel bağlarını vurguladı. Her iki lider, önümüzdeki günlerde koordinasyonu artırmak, istihbarat paylaşmak ve diplomatik çabaları uyumlu hale getirmek için kendi dışişleri bakanlıklarını talimatlandırmaya karar verdiler.
Çin, kendi açısından, Orta Doğu diplomasisinde giderek daha aktif hale geldi ve 2023 yılında tarihi bir Suudi-İran uzlaşması aracılık etti. Xi’nin Putin’e yönelik son girişimi, bölgesel istikrarı korumaya yönelik derinleşen bir ilgiyi işaret ediyor, özellikle de Çin’in Orta Doğu'daki enerji ve altyapı projeleri barış ve öngörülebilirliğe bağlı.
G7 Zirvesi ve Ukrayna Çatışması da Görüşüldü
Putin-Xi görüşmesinin Orta Doğu'nun ötesine geçtiği bildirildi. Ushakov'a göre, iki lider son G7 zirvesini değerlendirerek, Batılı ülkeler arasındaki iç anlaşmazlıkların toplantının başarısını zayıflattığını öne sürdü. Her ikisi de zirveyi, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy için siyasi bir gerileme olarak gördü; Zelenskyy, ülkesinin Rusya ile olan savaşında birleşik uluslararası desteği sürdürmekte zorlanıyor.
Kısa olmasına rağmen, bu konuşma bölümü Rusya ve Çin'in küresel meselelerde Batı etkisini dengelemek için daha geniş çabalarını yansıtmaktadır, özellikle BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi forumlar aracılığıyla (SCO).
Eylül Toplantısı Çin'de Onaylandı
Sonuç olarak, iki devlet başkanı Rusya-Çin ikili ilişkilerinin durumunu gözden geçirdi ve 2 Eylül'de Çin'de kapsamlı görüşmeler yapma planlarını onayladı. Yaklaşan zirvenin, iki ülke arasındaki savunma, enerji ve küresel yönetişim alanlarındaki stratejik bağları daha da derinleştirmesi bekleniyor.
Uluslararası toplum dikkatle izlerken, Rusya ve Çin arasındaki büyüyen ortaklık—özellikle Orta Doğu gibi yüksek riskli bölgelerde—küresel güç dinamiklerinde önemli bir değişikliği işaret ediyor. Askeri tırmanmaya ve BM Şartı ihlallerine karşı koordine ettikleri duruş, net bir mesajı vurguluyor: tek kutuplu müdahale döneminin çok kutuplu diplomasiye geçiş yapmakta olabileceği.